Son dakika haberleri! Bakan Dönmez, TBMM Genel Kurulunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2021 yılı bütçesi üzerinde konuştu: (2)
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Yerli elektrikli otomobilimiz TOGG banttan inmeden şarj altyapı çalışmalarımızı büyük oranda tamamlamış olacağız." dedi.
Dönmez, enerji talebinin karşılanmasında, baz yük santral olarak adlandırılan kesintisiz güç üretebilen santraller arasındaki önemli alternatiflerden birinin de sıfır emisyonlu güç santralleri sınıfında bulunan nükleer güç santralleri olduğunu söyledi.
Bu doğrultuda Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olacak olan Akkuyu Nükleer Güç Santralinin (NSG) inşasının devam ettiğini ifade eden Dönmez, ilk reaktörünün 2023 yılında, kalan 3 reaktörünün ise birer yıl arayla devreye alınmasının planlandığını belirtti.
Öngörülebilir piyasaların oluşturulması ve tüketicinin korunması amacıyla, enerji piyasalarının, mali açıdan güçlü, serbestleşmiş, rekabete açık, istikrarlı ve şeffaf bir şekilde tesis edilerek yatırımların daha kolay ve daha hızlı yapılabileceği bir ortam sayesinde serbestleşmeye yönelik kuralların uygulanmasına devam edildiğini belirten Dönmez, şunları kaydetti:
"Enerji piyasalarının sürdürülebilir şekilde çalışması için oluşturulan Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. sayesinde ülkemiz enerji ticaret merkezi olma vizyonu doğrultusunda bölgesinde önemli bir noktaya taşınmıştır. Gazın ya da elektriğin sadece transit olarak kullanıldığı bir ülke olmaktan çıkacağız, bu ürünlerin burada ticarileştiği, alınıp satıldığı bir borsa haline gelmeyi hedefliyoruz. Enerji sektörünün ve piyasanın gelişimi doğrultusunda, ileri tarihli fiziksel teslimatlı elektrik piyasası olarak da ifade edilen Vadeli Elektrik Piyasası'nı 2021 yılı içerisinde hizmete sunmayı hedefliyoruz. Bizim piyasa gelişimi konusunda tavrımız açık ve net olup, amacımız Türkiye'yi enerjinin sadece transfer edildiği değil, aynı zamanda fiyatlandırılmasının yapıldığı bir merkez haline getirmektir."
"Nasıl bulduysak öyle çıkartacağız"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, bugün 81 ilin tamamı ile 566 ilçe ve beldenin yanı sıra 165 OSB'ye de doğal gaz arzının sağlandığını, abone sayısının 17,1 milyona çıktığını ve nüfusunun yüzde 80'ine doğal gaz kullanım imkanı sunulduğunu söyledi.
Ayrıca, yerleşim yerlerine doğal gaz arz edilmesine yönelik çalışmalar kapsamında doğal gaz arzı sağlanmış yerleşim yeri sayısını 2022 yılı sonunda en az 661'e çıkarmayı hedeflediklerinin altını çizen Dönmez, doğal gazda arz güvenliği kapsamında yaptığımız çalışmalarla, Tuzgölü ve Kuzey Marmara Doğal Gaz Depolama tesislerinin toplam depolama kapasitesinin 3,84 milyar metreküpe, günlük geri üretim kapasitesinin ise 45 milyon metreküpe ulaştığını aktardı.
Doğal gaz depolarına ilişkin yürütülen çalışmaların tamamlanması ile bu iki tesisin toplam depolama kapasitesinin 10 milyar metreküpe, günlük geri üretim kapasitesinin ise 155 milyon metreküpe ulaşacağını vurgulayan Dönmez, ulusal tüketimin yüzde 20'sini bu depolarda muhafaza etme imkanına ulaşılacağını ifade etti.
Bakan Dönmez, Saros Körfezinde 3. Yüzer LNG Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Terminalini (FSRU) devreye alma çalışmalarının devam ettiğini Ertuğrul Gazi FSRU gemisinin temin edilmiş olup, birkaç ay içerisinde filoya katılacağını vurgulayarak şunları söyledi:
"Kaynak ve güzergah çeşitlendirmesi kapsamında TANAP ve TürkAkım projeleri devreye alınarak doğal gaz akışına başlanmıştır. Diğer taraftan, sismik araştırma gemilerimiz marifetiyle belirlenen lokasyonlarda Fatih ve Yavuz sondaj gemilerimizle bugüne kadar toplam 9 derin deniz sondajı yapılmış olup, 1 derin deniz sondajına ise devam edilmektedir. Üçüncü sondaj gemimiz Kanuni'nin ise Filyos Limanında kule montaj işlemleri tamamlanmış olup, 2021 yılının ilk aylarında Karadeniz'de sondaja başlayacaktır. Türkiye olarak, Doğu Akdeniz yetki alanları ile ilgili tavrımızı gerek açıklamalarımızla gerekse sahadaki faaliyetlerimizle net bir şekilde ortaya koyduk.
Doğu Akdeniz havzasında uluslararası hukuk kaynaklı meşru haklarımızdan taviz verilmeden bu bölgeyle birlikte Karadeniz'de de arama ve sondaj faaliyetlerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu kararlı çalışmalarımızın bir neticesi olarak Ereğli'nin 175 km açığındaki Karadeniz'in Sakarya Havzasında; tarihimizdeki ve aynı zamanda bu yıl dünyada denizlerdeki en büyük doğal gaz keşfini gerçekleştirerek 20 Temmuz'da başlatılan Tuna-1 kuyusundaki sondajda 405 milyar metreküplük doğal gaz rezervi keşfettik. Bu çalışmalar çerçevesinde toplamda yaklaşık 40 kuyu açacağız. Bazı milletvekillerimiz 'bunu nasıl çıkartırsınız' dedi. 'Arayamazsınız' dediler, aradık, 'Bulamazsınız' dediler, bulduk, şimdi de 'Çıkartamazsınız' diyorlar, nasıl bulduysak öyle çıkartacağız."
"TOGG banttan inmeden şarj altyapısına dair çalışmalarımızı tamamlamış olacağız."
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, üzerinde önemle durdukları bir başka hususun enerji verimliliği olduğunu, artan enerji talebini kaynakların verimli, sürdürülebilir ve akıllı teknolojilerle birlikte değerlendirerek karşılamayı hedeflediklerini söyledi.
Enerji yoğunluğunu gelişmiş ülkeler seviyesine çekmek gerektiğine vurgu yapan Dönmez, şöyle konuştu:
"Bu meyanda, toplumsal enerji verimliliği bilincinin geliştirilmesi de büyük önem arz etmektedir. Enerji verimliliği ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı kapsamında 55 eylemi kapsayan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı'ndaki tüm eylemlerin uygulanması halinde 2033 yılına kadar 30 milyar dolarlık mali tasarruf hedeflenmiş olup, bazı tasarrufların etkisi 2040 yılına kadar devam edecektir. Bu plan kapsamında yer alan eylemlerin hayata geçmesiyle 2023 yılına kadar sera gazı salınımında 66 milyon ton karbondioksit azaltımı sağlanacak olup, yapılacak 1 birim maliyetli yatırım ile 3 birim tasarruf etme imkanı bulunmaktadır. En az karbon salımı yapan ülkelerin başında gelen bir ülkenin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak belirtmek isterim ki çevreye karşı her zaman sorumluluğumuzun daha üzerinde hareket ediyoruz. Bu kapsamda, çevre açısından da önemli bir atılım olarak değerlendirdiğimiz yerli elektrikli otomobilimiz TOGG banttan inmeden şarj altyapısına dair çalışmalarımızı büyük oranda tamamlamış olacağız."
Dönmez, dengelerin yeniden oluştuğu salgın dönemine damgasını vuran gelişmelerin başında teknolojinin geldiğini belirtti.
Covid-19 salgınıyla birlikte yerli üretim ve ülkelerin kendi öz yeterliliklerini oluşturma gayretlerinin daha önce hiç olmadığı kadar önem kazanmaya başladığını ifade eden Dönmez, artık kaynağın yanında teknolojinin de yerli olmasını sağlamak durumunda olduklarını dile getirdi.
Türkiye'de teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge birikiminin oluşması için üç hususu kritik gördüklerinin altını çizen Dönmez, bunların; kurumsallaşma, kültür ve katılımcılık olduğunu aktardı.
"2020 yılının ilk on ayında ise 770 bin metre sondaj yapılmıştır"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bu hususlar doğrultusunda enerji, maden, iyonlaştırıcı radyasyon, parçacık hızlandırıcıları ve nükleer teknoloji alanında ülkeye ve insanlığa hizmet etmek, Türkiye'nin rekabet gücünü artırmak ve sürekli kılmak, inovasyon ihtiyacını karşılamak, yeni ürünlerin üretimini ve var olanların geliştirilmesini sağlamak, araştırmacılara bilimsel ortam temin etmek, kamu ve özel hukuk kişileri ile iş birliği yaparak bilimsel araştırmalar yapmak, bu araştırmaları koordine ve teşvik etmek, bilimsel, teknik ve idari çalışmaları yapmak amacıyla TAEK, BOREN ve NATEN'i tek çatı altında birleştirerek Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu'nun (TENMAK) kurulduğunu anımsattı.
Dönmez, şöyle devam etti:
"TENMAK ile enerji ve tabii kaynaklar alanlarında Ar-Ge çalışmalarında kurumlar arası koordinasyon ve iş birlikteliği daha güçlü sağlanacak, yapılan Ar-Ge çalışmaları tek bir havuzda toplanarak emek ve maliyet en etkin şekilde yönetilecektir. Sahip olduğumuz endüstriyel ham maddeler, metalik madenler, enerji ham maddeleri ve jeotermal kaynak potansiyelinin ortaya konulup ekonomimize kazandırılması için arama ve üretim çalışmalarımıza yoğun şekilde devam ediyoruz. Bu kapsamda ülkemiz genelinde yeraltı kaynaklarımızın tespit edilmesi amacıyla yürütülen çalışmalar neticesinde kamu olarak 2019 yılında 1 milyon metrenin üzerinde, 2020 yılının ilk on ayında ise 770 bin metre sondaj yapılmıştır. Havadan jeofizik görüntüleme çalışması kapsamında 2019 ve 2020 yıllarında toplam 1 milyon kilometrenin üzerinde veri uçuşu gerçekleştirerek bütün ülke sathının maden röntgeni çekilmiş, jeofizik haritaları hazırlanmış ve detaylandırılmıştır."
Bakan Dönmez, madencilik faaliyetlerinin yüksek güvenlikli yürütülmesi için yapılan düzenlemelerle iş güvenliği açısından gerekli iyileştirmelerin gerçekleştirildiğini söyledi.
Maden işletmelerine yönelik aralıksız olarak yapılan denetimler kapsamında 2020 yılının ilk on ayında 4 bin 500'ün üzerinde denetim gerçekleştirildiğini aktaran Dönmez, kaza oranlarında da kayda değer azalma sağlandığının altını çizdi.
Türkiye'nin kalkınmasında önemli rol oynayan maden ürünlerinin; sanayi, enerji, tarım ve inşaat başta olmak üzere birçok sektörün temel girdilerini oluşturduğunu vurgulayan Dönmez, doğayla birlikte madenlere sahip çıktıklarını, faaliyetlerin belirlenen mevzuatlara göre icra edildiğini ifade etti.
Yeraltı ve yerüstü zenginliklerin de dikkate alındığını, ülke ve millet için en uygun olacak seçenek konusunda ilgili bakanlıklar ve kurumlarla birlikte çalışıldığını aktaran Dönmez, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Kritik ve stratejik madenlerin yurt içinde işlenmesini sağlayacak projelerin hayata geçirilmesiyle birlikte madenlerimizi yurt dışına ham madde şeklinde değil de uç ürün ya da ileri teknoloji ürünler olarak ihraç edeceğiz. Bu model sayesinde istihdam artacak, sektörün ve ülkemizin büyümesi sağlanacak ve en önemlisi ise yüksek teknolojinin ülkemizde üretilmesi ile kullanılması olacaktır. Bu kapsamda 11 adet uç ürün üretim şartlı ihale gerçekleştirilmiş olup, bu model ile yeni ihalelerin yapılmasına devam edilecektir. Uç ürün üretme hedefi doğrultusunda, geçen yıl ekim ayında temelini attığımız Bor Karbür Üretim Tesisi 2021 yılı sonunda devreye alınacak olup, bu tesisle birlikte katma değerli uç ürünlerden, ileri teknoloji ürünlere geçiş yapmış olacağız.
Ayrıca bor madeninden rafine bor üretimi sırasında ortaya çıkan sıvı atığın içerisindeki lityumu geri kazanma üzerine üç yıldır yaptığımız Ar-Ge çalışmalarıyla geleneksel yöntemlerin dışına çıkarak yeni bir üretim metodu geliştirilmiş ve pilot üretim tesisi tamamlanmıştır. Lityum özellikle elektrikli otomobiller başta olmak üzere mobil akıllı cihazlarda kullanılan batarya pillerin üretiminde son derece kritik bir hammade. Türkiye yaklaşık yılda bin ton civarında bir ithalle karşı karşıya. Şu anda pilot üretim tesisimiz sadece 10 ton üretiyor ama pilot üretim tesisimizden öğreneceğimiz yeni bilgi ve bulgularla inşallah en kısa süre içerisinde kapasiteyi 600 tona çıkaracağız."
(Bitti)
Kaynak: Anadolu Ajansı / İsmail Çimen
Hemen Aşağıdaki Formu Doldur İlk Yorumu Sen Yap !