Soyer’den iddialı ‘Buca cezaevi’ çıkışı: Gerekirse ölürüz
TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türk Parlamenterler Birliği İzmir Şubesi’nin düzenlediği konferansta yerel yönetimler üzerine konuştu.
Türk Parlamenterler Birliği İzmir Şubesi Başkanı Erdal Karademir’in açılısını yaptığı konferansta; Türkiye’nin mevcut yerel yönetim politikaları ve yaşanan sorunları, 2023 Genel Seçim sürecinde yerel yönetimlerin sorumlulukları ve yerel yönetimlerin Parlamenter Sistemden beklentileri gibi başlıklar masaya yatırıldı.
Konferansta konuşan Soyer, modern dünyada yerel yönetimlerin öneminin arttığını ve merkezi idareler tarafından da desteklendiğini ifade ederken Hükümet’i yerel yönetimlere gereken önemin verilmemesi noktasında eleştirdi. Başkan Soyer ayrıca, yerelden merkeze demokratik dönüşüm için Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in gerekli olduğunun altını çizerken
SOYER: ŞU AN 3. MEŞRUTİYETİ YAŞIYORUZ
Konuşmasına “Çok sıkıntılı ve önemli bir dönemden geçiyoruz. Biz şu an 3. meşrutiyeti yaşıyoruz. Bu seçim, meşrutiyetten cumhuriyete geçişin seçimi olabilir yeniden” sözleriyle başlayan Soyer, yeni dünyada yerel yönetimlerin önemine vurgu yaparken merkezi iktidarın ‘yerel yönetimlere karşı tavrını’ eleştirdi ve “Geleceğin dünyası yerel yönetimlerin merkezde olduğu bir dünyaya eviriliyor. Bütün demografik veriler bunu gösteriyor. 1950 yılından bu yana dünyamız hızlı bir kentleşme sürecinden geçiyor. Günümüzde dünya nüfusunun yüzde 56’sı kentlerde yaşıyor. Dünya genelinde kent yönetimleri mali ve idari açıdan güçlendiriliyor, yerelin değeri yeniden anlaşılıyor. Gelişmiş ülkelerde merkezi hükümetler kent yönetimleri aracılığıyla ülke politikalarını şekillendiriyor. Ama Türkiye’de bu konuda sıkıntı var. Merkezi hükümetin yerel yönetimlere ayırdığı kaynaklar gelişmiş ülkelere göre çok geride. Pandemi ve krizler yerel yönetimlerin gücünü daha da iyi gösterirken Türkiye’de durum tam tersine geliyor. Buradaki temel soru sistemin kendisinde. Çünkü bu sistem demokrasinin gelişen ve değişen ruhuna aykırı. Ülkemizde yaşanan yoksulluk ve adaletsizliğin temelinde demokrasi krizi var. Demokrasi Ege kıyılarında ortaya konulmuş insanlığın en önemli inovasyonlarından biri. Fakat dünya öyle bir noktaya geldi ki demokrasi farklı bir perspektif kazanmak zorunda. Bu da doğayı da içine alarak olur. Demokrasinin var olması için vatandaşlara oy vermekten çok daha fazla sorumluluk düşüyor. Bireylerin kendisi kadar birbirini ve doğayı da temsil ettiği bir yerel yönetimler demokrasisi doğuyor. Biz İzmir’de aktif yurttaşlığı çoğaltmak için sosyal demokrasiyi ekolojik demokrasi ve ekonomik demokrasiyle buluşturuyoruz” dedi.
“YEREL YÖNETİMLER GEÇMİŞE GÖRE DAHA ÇOK SORUMLULUK ÜSTLENİYOR”
Son dönemlerde yaşanan ekonomik ve doğa krizlerinin yerel yönetimlerinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade eden Soyer, “Gelir adaletsizliğini ortadan kaldırmak için ekonomik demokrasiyi destekliyoruz. Tarım, ulaşım, inşaat ve geri dönüşüm sektörlerinde kooperatifçiliği yaygınlaştırıyoruz. Vatandaşlarımızın örgütlemesini destekleyerek üretimin öznesi haline getiriyoruz. Böylelikle İzmir’de sosyal, ekonomik ve ekolojik demokrasiden oluşan yeni bir demokrasi anlayışı ortaya koyuyoruz ve bunu yerelden inşa ediyoruz. Dünya değişiyor, ülkemiz ve kentlerimiz de bu değişimden nasibini alıyor. Artık sadece yol, altyapı, temizlik gibi temel belediyecilik hizmetleri, günümüz dünyasında kentliler için yeterli değil. Pandemi, deprem ve iklim krizinin etkileriyle ortaya çıkan krizler bunu somut olarak gösterdi. Toplum, kendine en yakın olan yönetimden, duvarları, bariyerleri olmayan ve dokunabildiği belediyelerden, sorunlarına derman olmasını bekledi. Nitekim maske dağıtımının bile merkezi düzeyde yapılamadığı pandemi sürecinde, belediyeler büyük bir yükü omuzladı ve pandemiyle mücadelede çok başarılı bir rol üstlendi. Dolayısıyla yerel yönetimler artık geçmişin belediyecilik anlayışından çok daha büyük bir sorumluluk üstleniyor” diye konuştu.
“YEREL YÖNETİMLERİN SORUMLULUK ALANI HIZLA GELİŞİYOR”
Krizlerle mücadele için yerel yönetim olarak yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Soyer, “İzmir’de tarım, turizm, kentsel dönüşüm, yoksullukla mücadele, afet yönetimi, doğayla uyumlu yaşam ve yerel demokrasi gibi pek çok alanda ülkemize ve dünyaya örnek olabilecek çok sayıda çalışma yürütüyoruz. Başka Bir Tarım Mümkün vizyonuyla kuraklıkla ve yoksullukla aynı anda mücadele ediyoruz. Yerinde dönüşümü ve yüzde yüz uzlaşıyı esas alan kentsel dönüşüm uygulamaları uyguluyoruz. Afet ve kriz zamanlarında, Türkiye’de ilk kez İzmir’de hayata geçirdiğimiz Kriz Belediyeciliği’ni uyguladık. Olası bir depreme hazırlıklı olmak adına İzmir’in tüm yapılarının deprem karnesini çıkardık. Tüm bunlar çoklu krizleri aynı anda göğüsleyen Türkiye’de ve gezegenimizde yerel yönetimlerin sorumluluk alanının hızla genişlediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“YERELDEN MERKEZİ TÜM ÜLKEYİ DÖNÜŞTÜRECEK…”
Hemen Aşağıdaki Formu Doldur İlk Yorumu Sen Yap !